En mai dernier, j’ai rencontré Dida dans un café à Istanbul près de la place Taksim. L’atmosphère était douce, enveloppée par des bavardages, des rires et le bruit des briquets qui allumaient les cigarettes. Nous avons commandé un thé et la discussion a pu débuter. Ne parlant pas turc, j’ai utilisé DeepL, traducteur qui a sauvé mon interview. Je tapais mes questions, instantanément traduites en turc et il me répondait, le téléphone faisait des aller-retour sur la table. Des sourires et des regards ponctuaient les temps de va et viens entre nos deux langues. Via cette discussion, j’en ai appris davantage sur Dida mais aussi sur la scène rap turque, qui mérite davantage de lumière pour tous les talents qu’elle renferme.
Geçtiğimiz Mayıs ayında Dida ile İstanbul’da Taksim Meydanı’na yakın bir kafede tanıştım. Ortam yumuşaktı, sohbet, kahkaha ve sigara yakan çakmakların sesiyle sarılmıştı. Bir fincan çay söyledik ve tartışma başladı. Türkçe bilmediğim için röportajımı kaydeden çevirmen DeepL’u kullandım. Sorularımı yazdım, anında Türkçeye çevrildi ve o da bana cevap verdi. Telefon masa üzerinde gidip geliyodu. Gülümsemeler ve bakışlar iki dil arasında gidip gelmemizi noktaladı. Bu tartışma sayesinde Dida hakkında daha fazla şey öğrendim, aynı zamanda içerdiği tüm yetenekler için daha fazla ışığı hak eden Türk rap sahnesi hakkında da.
Un lien vers son profil pour écouter ces sons pendant ou après la lecture de l’article :
Localisation / Konum
« Je suis né dans le district de Bagcilar à Istanbul où j’ai grandi, ainsi que dans celui de Gungoren. Ce sont de beaux endroits avec ses habitants mais le quartier où la majorité vit est dans la pauvreté. Ceux-ci continuent de vivre avec leurs coutumes et leur mode de vie ethnique. Ces deux districts font partie des 5 plus dangereux d’Istanbul. »
« İstanbul’un Bağcılar ve Güngören ilçelerinde doğdum ve büyüdüm. Buralar güzel insanların yaşadığı güzel yerler ama çoğunluğun yaşadığı semt fakir. Gelenekleri ve etnik yaşam tarzlarıyla yaşamaya devam ediyorlar. Bu iki ilçe İstanbul’un en tehlikeli 5 ilçesi arasında yer alıyor. »
Bagcilar et Gungoren se situent sur la rive européenne d’Istanbul, en tout cette ville compte 39 disctricts qui sont eux-mêmes composés de quartiers. Pour petit indicateur la superficie d’Istanbul fait presque 26 fois celle de Paris.
Bağcılar ve Güngören İstanbul’un Avrupa yakasındadır ve şehirde, kendileri de mahallelerden oluşan toplam 39 ilçe vardır. Kaba bir hesapla İstanbul, Paris’in neredeyse 26 katı büyüklüğündedir.
Premier souvenir / İlk anı
Je me souviens que la première musique que j’ai écouté était « Neyim Var Ki » de Ceza et Sagopa Kajmer.
İlk dinlediğim müziğin Ceza ve Sagopa Kajmer’den « Neyim Var Ki » olduğunu hatırlıyorum.
https://www.youtube.com/watch?app=desktop&v=4AWJBMawRZk&t=0s
Débuts dans la musique / Müzikte ilk çıkış
Je fais de la musique vraiment de manière active depuis 6 mois mais je suis connu et apprécié dans le milieu depuis plusieurs années. Ce qui m’as fait commencé c’est le fait d’arrêter de vendre de drogue.
Altı aydır müzik yapıyorum ama sektörde birkaç yıldır tanınıyor ve takdir ediliyorum. Başlamamı sağlayan şey uyuşturucu satmayı bırakmaktı.
A coté / Yanında
Parmi mes loisirs autres que la musique, je pense que j’aime marcher dans les rues parce qu’en voyageant, je peux améliorer ma musique et ma vie.
Müzik dışındaki hobilerim arasında sanırım sokaklarda yürümeyi seviyorum çünkü seyahat ederek müziğimi ve hayatımı geliştirebiliyorum.
La scène rap turque / Türkçe rap sahnesi
Il y a beaucoup de compétition et le bon coté est que les gens doivent produire encore plus de la bonne musique. Moi j’ai été un peu en retard dans le marathon.
Çok fazla rekabet var ve iyi olan şu ki insanlar daha da iyi müzik üretmek zorunda. Ben maratonda biraz geç kaldım.
Rap français / Fransızca rap
J’ai déjà passé une bonne partie de ma vie à écouter du rap français et pour les citer il y a Gazo, ZKR, PNL.
Hayatımın büyük bir bölümünü Fransız rapi dinleyerek geçirdim ve birkaç isim vermek gerekirse Gazo, ZKR ve PNL var.
Lyrics / Kelimeler
En général, je change ce que je dis dans chaque musique. Je peux parler de ma vie, d’amour ou des mauvaises choses que j’ai pu faire.
Genel olarak, her müzik parçasında söylediklerimi değiştiriyorum. Hayatım, aşkım ya da yaptığım kötü şeyler hakkında konuşabilirim.
« le pays en a marre de nous, on a jamais abandonné. »
Place du métier / Mesleğin toplumdaki imajı
Je pense qu’être rappeur a commencé à être reconnu comme un vrai job en 2017-2018, avec le rappeur Ezhel.
Sanırım 2017-2018 yıllarında rapçi Ezhel ile birlikte rapçiliğin gerçek bir iş olduğu anlaşılmaya başlandı.
Le futur / Gelecek
Sérieusement je pense que la seule chose que je peux faire de ma vie c’est de la musique. Après être allé en prison j’ai réalisé que je n’avais pas d’autres choix que ça.
Cidden, hayatımda yapabileceğim tek şeyin müzik yapmak olduğunu düşünüyorum. Hapse girdikten sonra bundan başka seçeneğim olmadığını fark ettim.
Merci à Eda Kaplan pour la relecture et la correction de la traduction turque.
Annexes, pour en apprendre davantage sur le rap turc :
https://www.observatoirepharos.com/pays/turquie/le-rap-turc-marqueur-dun-pluralisme-generationnel/
https://aposto.com/i/09-murat-g-turkish-rap-was-a-baby-born-to-germany
https://www.dailysabah.com/life/2015/12/07/tracing-turkeys-hip-hop-culture